• Günümüze ulaşmış en eski halı, bir İskit prensinin donmuş mezarında bulunmuştur. Halı bir buz kütlesinin içinde tamamen donmuş olduğundan dolayı bozulmadan günümüze kadar ulaşmıştır.
  • Dünyada bilinen bu en eski havlı halı, yün olup MÖ 5.-4. yüzyıldan kalmadır ve Pazırık (Pazyryk) Vadisi’nde bulunduğu için “Pazırık Halısı” olarak adlandırılmıştır. Bu halı Sergei Ivanovich Rudenko tarafından 1949 yılında bir Sibirya höyüğünde yapılan kazı sırasında bulunmuştur.
    Bu halının kökeninin Sibirya’da yaşayan Türki gruplara, İskitlere veya Persli Ahamenişlere dayandığı söylenmektedir.
  • Bulunan ilk halı, 183x200cm boyutundadır ve her metrekaresinde yaklaşık olarak 360.000 ilmek bulunur (İlmek:Halı dokurken düğümleri bağlamak).
    Muhteşem bir yapıya sahip olan halının ilmek yoğunluğu günümüzde birçok halı mağazasında satılan halılarınkinden daha yüksektir. Deseni çok zengin ve ilginçtir; ortasında 24 tane çarpı şeklinde figür vardır; bunların her birinde stilize edilmiş 4 nilüfer çiçeği vardır. Bu kompozisyonu grifinlerle çerçevelenmekte ve bunu 24 alageyiklik bir sınır izler. En geniş sınırında yük atı ve insan figürleri, orta kısmında bir kurdele motifi vardır. Halının bir zamanlar parlak olan kırmızılarının, lacivertlerinin ve yeşillerinin artık solmuş olmasına karşın, o zamanlar oldukça canlı oldukları anlaşılmaktadır.
    Dünyanın en eski halısı; Rusya, St. Petersburg’daki “State Hermitage Müzesi”nde sergilenmektedir.
  • Halı Kullanım Tarihçesi

    Halı, evlerde ilk kullanıldığı zamanlarda; koruma, zeminin örtülmesi, duvarların kaplanması ve dekorasyon amacıyla kullanılıyordu.
    Ayrıca genellikle üst sınıflar tarafından kullanılan lüks bir eşya olarak görülmekteydi.

    Daha sonra 7. yüzyılda, Hristiyan azizlerin değerli eşyaları Orta Doğudan sevk edilmesi için pahalı malzemelere sarılırdı.
    Bu, Roma’dan hacca giden Avrupalı manastır başlarının ağırlığınca altın değerinde kumaşlar ve kutsal emanetler getirmeyi asla ihmal etmedikleri Merovenjler dönemiydi.

    Bu nedenle orta çağlardan itibaren batılı sanatçılar Doğu motiflerini tanıyorlardı; bu motifler genel olarak Sasani kökenli olup zamanla Asya, erken Hıristiyanlık, Bizans ve İslam kültürlerinin muhteşem karışımıyla zenginleşmiştir.

    Antika Halı ve Modern Halılar

    1920 yılından önce yapılan halılar antika kategorisine dahil edilmektedir. Fakat kesin sınıflandırma yapmak gerektiğinde, Antika halılar genellikle kimyasal boyaların kullanılmadığı geleneksel halılar olarak tanımlanmaktadır. Bunlar 1860-1870 yılları arasındaki dönemde, daha kimyasal boyalar keşfedilmeden önce yapılmışlardır.
    Bu dönemden 20. yüzyılın başına kadar olan dönemde, üretilen halılar ise yarı antika veya eski halı olarak adlandırılabilir.

    Modern halılar, 1920’li ve 1930’lı yıllardan itibaren Batıdan gelen piyasa taleplerine uygun olarak üretilen halılardır.

    Halı Tarihinde Milletlerin Etkileri

    Mısır

    Firavun döneminden kalma Mısır dönemine ilişkin olarak, halıların imalatından veya kullanılmasından bahseden herhangi bir metin mevcut değildir.
    Yunan yazar Athenaeus’a göre, Ptolemies zamanında Philadelphia’nın görkemli sarayında halıların kullanıldığından söz edilmektedir.
    Yazar, “Yatakların önünde has yünden yapılmış ve mora boyanmış derin havlı kilimler bulunuyordu. Bazen de bunların yerine hayvan figürleriyle ve başka desenlerle süslenmiş düz dokunmuş İran halıları kullanılıyordu.” diye yazmaktadır.
    Ayrıca bazı araştırmacılar Mısır tarihinin en güzel kraliçesi Kleopatra’nın Caesar’a kendisini bir halının içinde yuvarlanarak sunduğuna inanıyorlar.

    Ne var ki, günümüzde bir halının imalatını belli bir döneme atıfta bulunarak belirtmek mümkün değildir.

    Çin

    Halıların varlığını işaret eden ilk belgelendirilmiş kanıt, Sasani Hanedanlığına dayanan (M.S.224 – 641) Çin metinleridir. M.S. 628 yılında, İmparator Heraclius, Sasani başkenti Ctesiphon’dan çeşitli halılarla döndü. Ayrıca Araplar 637 yılında Ctesiphon’u ele geçirdiler; götürülen ganimetler arasında çok sayıda halı olduğu ve bunların bir tanesinin “Khosroe’de Bahar Zamanı” isimli ünlü bahçe halısı olduğu söylenmektedir.

    Bu halı, tüm zamanların en değerli halısı olarak tarihe geçmiştir.
    Khosroe hükümdarlığı zamanında (M.S. 531-579) yapılmış olan bu halı 8.3 metrekare boyutundaydı. Arap tarihçilerin açıklamasına göre: “Bordürü mavi, kırmızı, beyaz, sarı ve yeşil taşlardan muhteşem bir çiçek yatağıydı; zemini altınla taklit edilmiş toprak rengidir; kristal benzeri billur taşlar su izlenimi yaratmaktadır; bitkiler ipekten yapılmış, meyveler renkli taşlarla yaratılmıştır.” Ne var ki, Araplar bu muhteşem halıyı birçok parçaya ayırmış ve halı ayrı parçalar halinde satılmıştır.

    Türk Etkisi

    Arap Halifelerinin hakim olduğu dönemden sonra Selçuklular İran topraklarında egemenlik kurdular. Selçuklu hakimiyeti dönemi (1038 – 1194) dünya halı tarihinde çok büyük öneme sahiptir.
    Selçuklu kadınları Türk ilmekleri kullanan dünyanın en becerikli halı yapımcıları konumundaydılar. Selçuk etkisinin en güçlü ve en uzun süreli olduğu Azerbaycan ve Hamadan illerinde, günümüzde halen Türk ilmeği kullanılmaktadır.

    Moğol İlhamı

    Moğolların zamanında (1220 – 1449), İlkhan lideri Ghazan Han’ın Tebriz sarayında (1295-1304) zeminler değerli halılarla kaplanırdı. Moğol lideri Şah Rokh (1409 – 1446), Moğollar tarafından tahrip edilen birçok şeyin yeniden yapılmasına katkıda bulundu ve bölgede sanatsal faaliyetleri teşvik etti. Bu dönemdeki halılar basit motiflerle süsleniyordu ve genellikle geometrik şekiller kullanılıyordu.

    İran Halıları – Pers Halıları

    İran halılarının en parlak dönemi, Safavi hükümdarlarının özellikle Şah Abbas’ın (1571 – 1629) hakim olduğu yıllardır. Şah Abbas birçok halı atölyeleri kurdurmuş ve becerikli ve usta tasarımcıların çalıştırılmasını teşvik etmiştir. Ayrıca Avrupa ile ticaret de başlamıştır. 1722 yılında Afganların istilasıyla bu görkemli yıllar sona ermiştir. Ancak çok sonra, 19. yüzyılın sonuna doğru, halı yapımcılığı tekrar canlanmıştır.